Seyir Defterim

Şehirleri asıl kirleten çöp, çamur, çukur değil, kibirdir!

Makale - Temmuz 2024

“Çünkü kibir, kamu israfını arttırır. Akılla hele hele ortak akılla değil de kibirle alınan kararı temizlemek; çöpü, çamuru, çukuru temizlemekten zordur. Kibir ve kamu israfı ise ancak katılımcılı yönetim anlayışının hâkim olduğu kentlerde olmaz.”

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Mansur Yavaş, “Ankara Kent Konseyi’nin partisi Ankara’dır” vizyonuyla aslında sadece Ankara’ya değil, tüm Türkiye’ye kucak açtı, bir meşale yaktı. 

Çünkü, “Ankara Kent Konseyi’nin partisi Ankara’dır” sözü, bir “ortak akıl” ve “ortak hedef” davetidir. Ankara, bu davete 100 yıl öncesinden alışık. Biz ortak aklı, Samsun’da yakılan ve Anadolu yollarını aydınlatan meşaleden biliyoruz.  Biz ortak hedefi, yurdunu çiğnetmemek için Atatürk’ün etrafında birleşen vatanseverlerden biliyoruz. Bu vizyon doğrultusunda bizler de ortak aklı pusulamız yaptık. Rotamıza hakkı ve halkı koyduk. Kibre ve kamu israfına karşı ise ortak akılla savaş açtık. Kamplaşmadan uzak durduk. Vasatı değil, liyakati örgütledik.

Farklı siyasi tercihe, farklı kültüre, farklı eğitime, farklı bakış açılarına sahip bireyler, Ankara Kent Konseyi çatısı altında “Ankara için” ortak hedeflerle bir araya geldi. Hiyerarşiden uzak, herkesin eşit olduğu yuvarlak bir masa etrafında “Seyrimizde herkes kaptan, her düşünce iyi niyetli bir plan ve her emek gerçek sahibinin olsun” istedik.

Prof. Dr. Ruşen Keleş, “Eşit temsile, tartışmaya, eşit katılıma fırsat veren, adil ölçüler içerisinde bir katılım her zaman özendirilmelidir ve taban genişletilmelidir” der.

Yaşadığımız kente borcumuz var.  Katılımcılık varsa toplumculuk vardır. Katılımcılık yoksa bireyselcilik vardır. İyi planlanmamış projelerin faturasını doğmamış çocuklarımız ödemesin.

Kentteki kamplaşmayı ve kente karşı işlenen suçları azaltmak, kent kültürüne sahip çıkmaktır.

Kentin demokratik yapısını güçlendiren, kültürel mirasını koruyan ve sürdürülebilir kalkınma için çözümler üreten Ankara Kent Konseyi, şehrin geleceğine dair umut verici bir vizyon sunmuştur.

Başkent Ankara, Türkiye’nin başkenti olarak sadece siyasi ve idari bir merkez olmanın ötesinde, zengin tarihi, kültürel mirası ve dinamik sosyal dokusuyla da daima ön plandaydı. Ankara Kent Konseyi, Ankara’nın bu çeşitliliğini korumak ve geliştirmek için şehrin yaşayan ve nefes alan bir yapıya dönüşmesinde kritik bir rol üstlendi.

“Dünya’nın neresine gidersek gidelim, hepimiz bir şehrin içindeyiz. Caddeler, sokaklar bizi daraltıp darıltmamalı. Betonlaştıkça soğuyan kentleri güneşin bile ısıtamadığını unutmamalı. Ve betonlaştıkça yağmur sonrası toprak kokusunun burnumuzda tüttüğünü hatırlamalı.”

Unutulmamalı ki:

Şehirleri medeniyet haline getiren tüm farklılıklara rağmen ortak paydada birleşebilmektir.

Unutulmamalı ki:

Şehirleri asıl kirleten çöp, çamur, çukur değil; kibirdir. Çünkü kibir, kamu israfını arttırır. Akılla hele hele ortak akılla değil de kibirle alınan kararı temizlemek; çöpü, çamuru, çukuru temizlemekten zordur. Kibir ve kamu israfı ise ancak katılımcılı yönetim anlayışının hâkim olduğu kentlerde olmaz. Dünyanın neresine gidersek gidelim, hepimiz bir şehrin içindeyiz. Caddeler, sokaklar bizi daraltıp darıltmamalı. Betonlaştıkça soğuyan kentleri güneşin bile ısıtamadığını unutmamalı. Ve betonlaştıkça yağmur sonrası toprak kokusunun burnumuzda tüttüğünü hatırlamalı.

Diğer Yazılar