Başkentimizin tarihi, medeniyetlerin tarihi kadar kadimdir… Milli mücadelenin sembol şehridir Ankara!
Ankara Kent Konseyi’nin yeni yönetimini belirlemek için bir araya geldik. Ankara için özveriyle çalışacak Konseye farkındalık gösterdiğiniz için teşekkür ediyorum. Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara, jeopolitik konumu gereği önemli ticaret, ziraat ve askerî üs olarak köklü bir geçmişe sahiptir. Başkentimizin tarihi, medeniyetlerin tarihi kadar kadimdir.
Ankara, tarih boyunca hep merkez olma özelliğini korudu. Roma Dönemi’nde taşra örgütünün başkenti, Bizans Dönemi’nde imparatorlukların konakladığı önemli bir kent, Osmanlı Dönemi’nde ise Anadolu’nun merkezi olmuştur.
Ankara ilk kez Ahîler zamanında Türkler’e Başkent oldu. 13. yüzyılın son çeyreğinde Anadolu’da devlet otoritesi iyice zayıflamıştı. Bu dönemde Ahîler, Ankara’yı merkez edinen ve şehirle civarında bir esnaf örgütlenmesinin de ötesine geçerek günümüze yakın bir demokrasi anlayışıyla, devlet idaresi pratiklerine uygun hareket ederek bir şehir devleti modeli ortaya koymuşlardı.
Bu itibarla ahîlik, siyasî yönünün yanı sıra; usta, kalfa ve çırak münasebetlerini ve buna bağlı olarak da iktisadî hayatı düzenleyen önemli bir teşkilât. Bu yönüyle de Ahî Mesud’un, Ahî Mamak’ın ve Ahî Sultan Hacı Bayram’ın şehridir Ankara.
Doğu’nun ipeği ile baharatının ve diğer ürünlerinin kervanlarla Batıya taşınması, Çin’den Avrupa’ya kadar uzanan tarihi “İpek Yolu” önemli ticaret hatlarından olmuştur. Ankara, Anadolu’nun kalbindeki yeri ile bu ticaret yolunun da önemli uğrak yerlerindendi. Ankara, İstiklal Harbi’mizin hazırlanarak sevk ve idare edildiği bir merkez olarak Millî Mücadele’nin sembol şehri hüviyetindedir. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilânından sonra günbegün büyümüş ve modern bir kent görünümü kazanmıştır.
“Kurtuluş Mücadelemizin Dönüm Noktası”
Kurtuluş Mücadelemizin önemli dönüm noktalarından Sakarya Meydan Muharebesi’nin kırılma noktalarından biri de Duatepe’nin geri alınmasıdır. İstiklal Harbi’mizin önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün komutasında 10 Eylül 1921’de Türk genel karşı taarruzunda geri alınan ilk stratejik nokta Duatepe’dir. Bugün Polatlı ilçemizin sınırları içinde yer alan Duatepe, Viyana önlerinden başlayan geri çekilmenin sona erdiği tarihi bir noktadır. Millî Mücadele’de düşman unsurlarının Ege Denizi’ne kadar püskürtüldüğü sonu Cumhuriyet’le taçlanan aydınlık bir yoldur. Ankara, bu mücadelenin de Başkentidir. Polatlı ilçemizde 4 bin yıllık bir tarihe ev sahipliği yapan Yassıhöyük köyündeki “Gordion Antik Kenti”, Müzesi ve “Midas Tümülüsü” de Ankara’da…13. yüzyılda yapılan ve halen daha tarihe meydan okuyarak ayakta kalan “Arslanhane Camisi” Ankara’da…
Resim Heykel Müzesi’nden, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne; I. Meclis’ten II. Meclis’e; Pembe Köşk’ten Anıtkabir’e; Rahmi Koç Müzesi’nden Roma Hamamı’na; Tâceddin Dergâhı’ndan Pul Müzesi’ne kadar uzanan bir kültürel mirası yaşıyoruz.
“Bu kentteki nitelikli insan gücü kapasitesi diğer şehirlerimizle mukayese kabul etmeyecek seviyede”
Ankara, devletin de ekonominin de tarihin de kültürün de Başkent’i olma hüviyetini yıllardır taşıyor. Bu kentteki nitelikli insan gücü kapasitesi diğer şehirlerimizle mukayese kabul etmeyecek seviyede. Ankara merkezli teşekkül eden her kurum, kuruluş, sivil toplum örgütü veyahut da dernek, vakıf; bu mirasın muhafızıdır. Buradaki herkesin bu çeşitliliği ve zenginliği koruyup kollayarak mirasımızı gelecek kuşaklara aktarmaktan daha önemli hiçbir misyon taşımadığına inanıyorum.Ankara Büyükşehir Belediyesi’ndeki şeffaflık ve kucaklayıcılığın Ankara Kent Konseyi özelinde de tebarüz ettiğini görmenin mutluluğu içindeyim.Şunu ifade etmek isterim ki burada, ideolojik taassuplarından arınmış, ihtiraslarından vazgeçmiş, tarihi kıskançlıklarını bir kenara bırakmış, tüm önyargılarından sıyrılmış, bir kitle ile yola revan olduğumuzu bilmek de benim açımdan ayrıca sevindirici. Unutmayalım, gelişmiş medeni toplumlar, suyun suya benzediğinden daha çok birbirlerine benzerdirler. Bu şehirde doğanlar, bu şehirde doyanlar, bu şehirde, şehirle birlikte var olanlar; işte burada çok şükür ki medeniyet çizgisinde buluştu.
Mevcuttaki yapının üstüne, el ele vererek bir tuğla daha birlikte koyacağız. Bu kentin evlâtları birbirini öperken ısırmayacak. Düşmanın boyası ile boyanmayacak. Pirincin içindeki beyaz taş olmayacak. Dik duracak, doğru gideceğiz. Ankara’ya hizmet yolunda hep birlikte yürüyeceğiz. Yerelde katılımcı ve çoğulcu karar alma mekanizması, paydaşların tamamıyla işletilirse eğer, yerel yönetimler; merkezden yönetime nazaran daha hızlı ve etkin çözümler üretebilme kabiliyetine sahiptir. Ankara Kent Konseyi, Başkent Konseyi olarak bu kentin gelişimine, önceliklerine, problemlerine dair etkin bir çözüm ortağı olacaktır. Bu kentin itibarını zedelemeyecek, kentin iradesine zeval getirmeyeceğiz. Deneyim ve bilgi alışverişini zenginleştirecek, iş birliği ve koordinasyonu geliştirecek işlere, birlikte imza atacağız.
“Bu kentteki geleceğimizi birliktelik üzerine inşa edeceğiz”
Başkent Konseyi’nin himayelerinde oluşturulacak Meclisler, çalışma kozaları ve platformlar; kentin vicdanını ve ortak aklını temsil edecek. Geçmişte yapılan faaliyetleri iyi analiz ederek bu kentteki geleceğimizi birliktelik üzerine inşa edeceğiz. Çalışmalarımızın kısa, orta ve uzun vadede ölçümlenebilir etkinlik ve verimlilik kıstaslarına uygun olması gerekmekte. Ankara, barındırdığı nitelikli insan gücünü ve sanayii kapasitesini tam verimlilikle maalesef kullanamıyor. Elbette son yıllarda özellikle savunma sanayii alanında güzel gelişmeler oldu. Fakat yeterli değil. Teknoloji ve sanayii açısından burada yeniden kurgulanacak bir silikon vadisi neden olmasın? Savunma sanayii alanında dünyadaki en büyük ilk 100 firmanın 4’ü Ankara’da demek ki mümkün olabilir. Tüketim ve ithalat odaklı ekonomiden, üretim ve ihracat odaklı ekonomiye geçiş bir lütuf değil, hayati bir ihtiyaçtır. Tüm bunların yanı sıra kent ve kültür turizminden sağlık turizmine, kadar uzanan bir yelpazede Başkentimiz maalesef tam olarak istediğimiz noktada değil. Bunlardan sorumluluk duymadığımız her an, geleceğimiz açısından riskin artacağı anlamına gelecektir ki buna müsaade edemeyiz. Netice itibariyle üretimi, ihracatı, turizmi, sanayiyi, tarımı, istihdamı artırmak zorundayız. Bu kentin açlık problemi yaşayan çocukları kalmasın diye bu kentin evlâtları hak ettikleri yaşam standardına kavuşsun diye çalışmak zorundayız. Eğer bu noktada irade koymazsak, modern zamanların camekânlı hapishanelerini, yani “plazaları” işçi konutları olarak inşa etmeye devam edeceğiz.
Burada bir tercih yapmamız gerekmekte. Toplumun tüm kesimlerini kucaklayacak bir sivil toplum dayanışmasını mı tesis edeceğiz? Yoksa bu düzenin devam etmesine göz mü yumacağız? Bundan sonra Ankara’yı hep bir adım ileriye taşımak için geleceğe hazırlamak amacıyla bir araya geleceğiz. Konsey seçimimizde yalnız bırakmayarak bizleri teşrifleriyle onurlandıran herkese şükranlarımı sunuyorum. Bu vesileyle sizleri en kalbi duygularımla selamlıyor, bu birlikteliğin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Her şey Ankara için!”
Halil İbrahim Yılmaz'ın Ankara Kent Konseyi 1.Olağan Genel Kurulu Seçim Konuşması - 29 Haziran 2019