ATO'dan Anlamlı Çalıştay: Afetler Öncesi Önlemler Konuşuldu
ATO'dan Anlamlı Çalıştay: Afetler Öncesi Önlemler Konuşuldu
HALİL İBRAHİM YILMAZ: AHLAKİ DÖNÜŞÜMÜ YAPAMADAN KENTSEL DÖNÜŞÜME GEÇEMEYİZ
Ankara Kent Konseyi(AKK) Başkanı ve Ankara Ticaret Odası(ATO) Başkan Vekili Halil İbrahim Yılmaz, ATO’da düzenlenen ‘Afetler Öncesi Mühendislik Hizmetlerinin Önemi Çalıştayı’nın 4. Oturumu olan ‘Mimarlık, Mühendislik ve Yapı Denetim Hizmetlerinde İdari Soruşturma Süreçleri Ve Hukuki Yaptırımlar’a moderatör olarak katılım sağladı.
Yılmaz, “Bizim birinci sorunumuz zihniyet sorunu, ahlaki sorunumuz. Ahlaki dönüşümü yapamadan kentsel dönüşüme geçemeyiz” dedi.
Ankara Kent Konseyi(AKK) Başkanı ve Ankara Ticaret Odası(ATO) Başkan Vekili Halil İbrahim Yılmaz, ATO'nun 63 No'lu Proje Hizmetleri Meslek Komitesi'nin yapı denetim ve deprem mühendisliği derneği ile birlikte gerçekleştirdiği ‘Afetler Öncesi Mühendislik Hizmetlerinin Önemi Çalıştayı’na katıldı.
ATO’nun ev sahipliğinde AKK’nin de katkılarıyla düzenlenen çalıştayın, 4. Oturumu olan ‘Mimarlık, Mühendislik ve Yapı Denetim Hizmetlerinde İdari Soruşturma Süreçleri Ve Hukuki Yaptırımlar’da moderatörlük yaptı.
Yılmaz’ın moderatörlük yaptığı 4. Oturumda konuşmacı olarak ise Av. Gökhan Candoğan, Av. Arb. Fennur Güçlü Karaefe, Av. Gökçe Bolat yer aldı.
“AHLAKİ DÖNÜŞÜMÜ YAPMADAN, KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ YAPAMAYIZ”
Oturumun açılışında konuşan Yılmaz sözlerine şöyle başladı: “9 milyon kişinin imar affına başvurduğu ülkede suçluyu politikacıda aramak kolaylık olur. Bizim birinci sorunumuz zihniyet sorunu, ahlaki sorunumuz. Ahlaki dönüşümü yapamadan kentsel dönüşüme geçemeyiz. Bu kent başlangıçlar kenti, hayata dair her mevzunun konuşulacağı yer, bizler de mesleki hayatta tekrar yapılanıyoruz ve öz eleştiri yapıyoruz.”
“KENTE HUKUKUNU DA KONUŞMALIYIZ”
Ankara’da yapılan imar ve rant çalışmalarının, düzensiz kentleşmenin kentin gelecek kuşaklarını olumsuz etkileyeceğinin de altını çizen Yılmaz, “Bu kente karşı işlenen suçların, olimpiyatların yapıldığı Ankara’da daha çok rant, daha çok imar ile doğaya karşı insanlığa karşı suç işleme olimpiyatlarının yapıldığı bu kentte hukukun nasıl çalıştığını veya nasıl çalışacağını da konuşmalıyız. 6 milyon Ankaralının her birinin dava açma disiplinine sahip olması gerekliliğini tekrar bilmek zorundayız. Kimse kentlere karşı işlenen suçlarla ilgili bir cümle kurmadığı, birbirimizin hukukunu korumadığımız müddetçe bu sorunları çözemeyeceğiz” dedi.
“AFETLERİ BÜYÜK AFETE DÖNÜŞTÜRMEMEK BİZİM ELİMİZDEDİR”
Panele konuşmacı olarak katılan Av. Gökhan Candoğan ise afet hukukuna değinerek ‘Afetler, Hukuk ve Yapı Güvenliği’ konulu sunum yaptı.
Candoğan, “Doğal afet diye bir şey yoktur. Doğal afet diye kabul ettiğimiz; sel, deprem, toprak kayması gibi durumları tabii ki önleyemeyiz ama bu afetleri büyük afete dönüştürmemek tamamen bizim elimizdedir. Afet öncesi risklerin değerlendirilmesi anlamında biz şu an Türkiye’de afet anında kriz yönetimini tamamlayıp bir sonraki afete kadar bir şey yapmıyoruz. Bu durumu ortadan kaldırmamız lazım. Sorunları anlayamadığımız zaman uygun düzenlemeler yapamayız ve sorunlar katlanarak devam eder. Birlikte çalışmalıyız” şeklinde konuştu.
“MİMAR VE MÜHENDİSLERİMİZ GEREKEN DEĞERİ GÖRÜYORLAR MI?”
Av. Arb. Fennur Güçlü Karaefe ise ‘Yapı Denetim Hizmetlerinde İdari Soruşturma Süreçleri ve Hukuki Yaptırımlar’ konulu sunumunda, “Çokça sorumluluk yüklediğimiz, umut bağladığımız, idari yaptırımlarla karşı karşıya bıraktığımız mimar ve mühendislerimiz ekonomik ve sosyal haklarına kadar gereken değerleri görüyorlar mı? Biz mimar ve mühendislerimize gereken önemi vermezsek çok iyi yetişen iyi ve güvenli yapılar yapan mimar ve mühendisler beklemek ütopik olur” diyerek yapı denetime yönelik kanun ve yaptırımlardan bahsetti.
Yapı denetim personellerine, mimar ve mühendislere verilen yetkinin yetersiz olmasına dair konuşan Karaefe, “Şantiyede bir yapı mühendisleri bir şeye maruz kaldığında onu bir kamu görevlisi gibi korumalısınız. Bu mühendislere bu kadar ağır sorumluluk yükleyip yetki vermemek, ekonomik yönden korumamak olmaz. Yapı denetim layıkıyla yapılsın. Mimar ve mühendislerimizin hakları korunsun” ifadelerini kullandı.
“FAKÜLTELER YAYGINLAŞTIRILDI, TOPLUMA YETERİ KADAR EĞİTİMLİ MÜHENDİS VE MİMAR KAZANDIRDIK MI?”
Oturumda, ‘Mimarlık, Mühendislik ve Yapı Denetim Süreçlerinde İdari Soruşturma ve Hukuki Yaptırımlar’ adlı sunumunu yapan Av. Gökçe Bolat, mimar ve mühendislerin idari, hukuki, cezai sorumluluklarına değindi.
Mühendislik ve mimarlık fakültelerinde alınan derslerin yetersiz olduğunu ayriyeten üniversite ders programlarında imar derslerinin de yer alması gerektiğini vurgulayan Bolat, “Mimar ve mühendislerin ders içeriklerine de değinmek istedim. Fakültelerin yaygınlaştırılmasıyla topluma yeterli seviyede eğitimli mühendis ve mimar kazandırdık mı? Tartışılır tabii ki. Herkese ve her şeye karşı sorumluluklarımızı ele almalıyız. Sektörde fazla mezun var. Mimar ve mühendislerimiz mezun olduktan sonra keşke denetlenerek ve birçok aşamadan geçerek iş başı yapabiliyor olsa… İmar hukukuna dair bilgi sahibi olması gereken bir meslek grubu ve bu kapsamda dersler de alınmalı” dedi.