“Binlerce şehidin kanını akıttığı, şühedanın vatanıdır bu meydan. Masada imzalanan Sevr Anlaşması’nın savaş meydanında yırtılıp atıldığı yerdir bu meydan. Atatürk’ün Melhame-i Kübra yani çok kanlı savaş dediği yerdir bu meydan. 238 yıllık geri çekilmenin durdurulduğu yerdir bu meydan!”
İstiklal-i Tam için görülmemiş adanmışlıkla şehadete yürüyen Sakarya Meydan Muharebesi’nin kahramanlarını anmak, anlamak için Diriliş Yolu Yürüyüşü’nü gerçekleştiriyoruz.
19 Mayıs 1919’da Samsun’da yakılan bağımsızlık meşalesi, Sakarya Meydan Muhaberesi ile Anadolu’yu aydınlattı. Şairin, “Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk Sakarya!” dediği savaş, Sakarya Meydan Savaşı’dır. Savaştan 15 gün önce Tekâlif-i Milliye Emirleri yayınlanmış, yokluk içinde olan Türk milleti, ekmeğinin yarısını ordusu ile paylaşmıştı. Samsun’dan başlayan o kutlu yolculuk; Amasya, Erzurum ve Sivas üzerinden bu topraklarda nihayete erdi. Demokrasi çığlığı bu topraklarda atıldı.
23 Nisan 1920’de Türk milletine umut olarak açılan TBMM’ye gelen bazı milletvekillerinin, Ankara’nın durumu karşısında umutsuzluğa kapıldığını ve memleketlerine dönmek istediklerini gören Mustafa Kemal, Meclis kürsüsüne çıkarak şu cümleleri kurdu: “İşittim ki bazı arkadaşlar yoksulluğumuzu bahane ederek memleketlerine dönmek istiyorlarmış. Ben kimseyi zorla Milli Meclis’e davet etmedim. Herkes kararında hürdür, bunlara başkaları da katılabilirler. Ben bu kutsal davaya inanmış bir insan sıfatıyla buradan bir yere gitmemeye karar verdim. Hatta hepiniz gidebilirsiniz. Asker Mustafa Kemal mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir eline de bayrağı alır, bu şekilde Elmadağı’na çıkar, orada tek kurşunum kalana kadar vatanı müdafaa ederim. Kurşunlarım bitince bu aciz vücudumu bayrağıma sarar, düşman kurşunlarıyla yaralanır, temiz kanımı, kutsal bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna ant içtim.”
22 gün 22 gece süren Sakarya Meydan Savaşı işte bu ant ile kazanıldı. 238 yıllık geri çekilme son kalemiz Ankara’da bu ant ile durduruldu. Çal Dağı’nı işgal edip Türk ordusunu bozguna uğratmak isteyen Yunanlara karşı Mustafa Kemal içtiği andı ile karşı koydu.
Kahraman Türk milleti, başkomutanlarının içtiği anda sadık kaldı ve özgürlüğünü kazandı.
Bu meydan; binlerce şehidin kanını akıttığı, şühedanın vatanıdır. Masada imzalanan Sevr Antlaşması’nın savaş meydanında yırtılıp atıldığı yerdir bu meydan. Atatürk’ün Melhame-i Kübra yani çok kanlı savaş dediği yerdir bu meydan.
Çal Dağı’nda, Duatepe’de, Karatepe’de, Mangal Dağı’nda 5 bin 713 şehidin bir saniye düşünmeden şehadete yürüdüğü yerdir bu meydan. İstiklal şairi Mehmet Akif’in “Korkma!” nidasına kulak veren kahramanların, düşmana “Size buradan ilerisi yok” dediği yerdir bu meydan.
Türk Cumhuriyeti’nin ilk müjdesidir bu meydan. Ankara Fatih’i olmak isteyen Yunan General Papulas’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi ordusu karşısında aciz duruma düştüğü yerdir bu meydan. 1071’de fethedilen Anadolu’nun ebediyete kadar Türk yurdu kalacağının dünyaya ilanıdır bu meydan.
Ve büyük bir onurla haykırıyorum ki: Ruhunuz şad olsun aziz şehitler! Çünkü bıraktığınız vatan dimdik ayaktadır. Ruhunuz şad olsun aziz şehitler! Çünkü son kale dediğiniz Ankara, 100 yıl sonra da Mustafa Kemal’in Ankara’sıdır.
Ruhunuz şad olsun…
Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, Ankara’nın Polatlı ilçesinde düzenlenen Diriliş Yolu Yürüyüşü’ne katıldı. 2021, Eylül